SINDIRGI KAYMAKAMI SAYIN DİDEM DİNÇ ÖZAY İLE RÖPORTAJ

SINDIRGI KAYMAKAMI SAYIN DİDEM DİNÇ ÖZAY İLE RÖPORTAJ

Sındırgı Kaymakamımız Sayın Didem DİNÇ ÖZAY, sorularımızı içtenlikle cevapladı. Sayın Kaymakamımıza ve röportajın hazırlanmasında emeği geçen öğretmen ve öğrencilerimize teşekkür ederiz.

28.10.2024 94

28-10-2024

Tuğba Yeşil:Sayın Kaymakamım, “İlçemizin Önde Gelenleri ile Gerçekleştirilen Röportajlar Dizisi”nde bu ayın konuğu sizsiniz. Bizler de okul sitemizde yayınlanmak üzere ayın konuğu olarak sizinle röportaj yapmak istiyoruz. Bizleri kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz.

 

Sındırgı Kaymakamı Didem Dinç Özay: Ben teşekkür ederim. Sizlerle bir arada olmak benim için çok keyifli.

 

 

Osman Berk Erbek: Sayın Kaymakamım, bizler sizi daha iyi tanımak istiyoruz. Bizlere kendinizi tanıtır mısınız?

 

Sındırgı Kaymakamı Didem Dinç Özay: 17 Şubat 1995,  İstanbul doğumluyum. İstanbul’da doğdum ve büyüdüm. İstanbul’da bulunan Ergin Öner-Mehmet Ömer Anadolu Lisesinden mezunum. Oradan sonra İstanbul Siyasal Bilgiler Fakültesini kazandım. Oradan Kamu yönetimi Bölümünden mezun oldum. Zaten “kamu yönetimi” dediğiniz şey, İstanbul Üniversitesinde özellikle Siyasal Bilgiler Fakültesinde tabii ki bürokrasi alanında da çok fazla mezunumuz var. Şu anda da aynı şekilde. Tabii ki onlar bizlere örnek oldular. Bu nedenle okurken bizler de devlet kademesinde bürokraside bir yerlere gelebilmek için çalıştık, çabaladık. Biraz kendimizi o yönde geliştirmeye çalıştık. Üniversiteden mezun olduktan sonra kurum sınavlarına hazırlandım. Kaymakamlık sınavına hazırlandım ve kazandım. Yaklaşık altı senedir “Kaymakam” olarak görev yapıyorum. Evliyim, iki buçuk yaşında bir oğlum var, eşim üniversitede öğretim görevlisi. Yaklaşık on beş gün önce de Balıkesir Üniversitesi “Yönetim ve Organizasyon” alanından da yüksek lisans mezunu oldum.

 

     

Tuğba Yeşil: Lise sıralarında iken hangi mesleği hayal ederdiniz? Bu mesleği seçme nedeniniz neydi? Meslek seçerken herhangi birinin size etkisi oldu mu?

 

Sındırgı Kaymakamı Didem Dinç Özay: Ben, lise sıralarındayken çok hedefli biriydim; o da olayım, şu da olayım. Bu yüzden hedefim ara ara sapıyordu ama özellikle sizin yaşlarınızda 11. ve 12. sınıflarda biraz daha ağırlıklı olarak psikolog olmayı hedefliyordum, hatta bunu çok istiyordum, bu yüzden depsikoloji bölümünü okumayı kendimi hedef seçmiştim. Hatta psikoloji alanında yarışmalara katılıyordum, kitaplar okuyordum vs... ama olmadı. Genelde psikoloji bölümünü okumayı seçmemde de kaymakamlık mesleğini seçmemde de ortak bir sebebi vardı: O da insanlara daha rahat ulaşabilmek,onların sıkıntılarıyla ilgilenebilmek, onlara bir çare olabilmek, onlarabir çare gösterebilmek… Bu nedenle psikologolmak istiyordum, aynı şey kaymakamlık içinde geçerli oldu. Kaymakamlıkta da insanların dertleriyle, sıkıntılarıyla alakalı el uzatabiliyorsunuz, sorunlarını çözebiliyorsunuz, onların yaralarına merhem olabiliyorsunuz… Bu nedenle aslında kaymakamlığı seçtim. Meslek seçerken de herhangi birinin değil de okuduğum okulun, o ekolün; az önce de söyledim bürokrasinin şu an birçok yerinde İstanbul Siyasal mezunu büyüklerimiz var; o nedenle de doğal olarak onlar bizlere örnek oldu. Biz okurken onlar ara ara seminerlere geliyorlardı, onlarla sizler gibi röportajlar yapıyorduk, tabii ki bu durum bizi ister istemez etkiledi. Hatta biz bir kaymakamlık sınavına girdik, o senenin bütün Kamu Yönetimi öğrencileri oradaydı; sanki vizeye, finale giriyormuş gibi bir hava vardı. Bu yüzden okuldan mezun olan meslek büyüklerimiz, bizi bu konuda çok fazla etkilediler.   

 

 

 

Osman Berk Erbek: Kaymakam olmak için üniversitede hangi bölümlerde eğitim almak gereklidir? Siz hangi eğitim aşamalarından geçtiniz?

 

Sındırgı Kaymakamı Didem Dinç Özay: Ben, Siyasal Bilgiler Fakültesi “Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi” bölümü mezunuyum. Şu anda ise hangi bölümlerde eğitim almak gerekir kısmına geleyim:Kamu Yönetimi, İşletme, Maliye, Hukuk gibi bölümlerden olabiliyor ama yaklaşık son 4-5 yıldır Mühendislik Fakültelerinden, sosyoloji ve psikoloji alanlarından, sayısal alanlardan da Kaymakamlık sınavına girmek mümkün.Sayısal alanlardan bu sınava girmek tabiiki biraz zor çünkü sosyal bölümler okurken ister istemez o dersleri de alıyorsunuz. Mühendislik mezunu bir kişi;  hukuk,  muhasebe, iktisat çalışıp kaymakamlık sınavına hazırlanması çok zor. Bu bir idealdir, bununda meslek için önemli olduğunu düşünüyorum.

 

Tuğba Yeşil:Kaymakamın görevleri hakkında bize bilgi verir misiniz?

 

Sındırgı Kaymakamı Didem Dinç Özay: Öncelikle bizler mülki idare amirleriyiz; yani bulunduğumuz ilçenin tüm mülki sınırları içinde, oradaki, bütün işleyişten sorumlu olan görevlileriz. Bugün sağlıktan, eğitim öğretime, tarıma, hayvancılığa kadar her şey kaymakamın görevleri arasındadır. Kaymakamın, görevlendirildiği yerlerde oranın işleyişiyle alakalı, oralardaki problemlerle alakalı, insanların ihtiyaçları ve talepleriyle alakalı kaymakamlığın da bu alanda yetkisinin olması ve yetkininde getirdiği bir sorumluluğu var. Örneğin bizler hafta sonları dahil -kaymakamlık binasında olmasak da- görevdeyiz çünkü bir afet durumu, bir orman yangını, bir deprem yada bir felaket,  bir sel, bir taşkın gibi durumlarda bizlerde orada olup duruma müdahale etmek zorundayız. Bu nedenle kaymakamın görevi hiç bitmiyor. Hafta sonu dahi bizim görev süremize dahildir. İlçenin tüm mülki idareye ait işleyişinin düzgün, kanuna uygun şekilde işlemesinden sorumluyuz.

 

 

Osman Berk Erbek: Mesleğiniz gerektirdiği özellikler nelerdir? Kaymakam olmak için ne gibi niteliklere sahip olmak gereklidir?

 

 

Sındırgı Kaymakamı Didem Dinç Özay: Bence kesinlikle önce insanı sevmeyi bilmeli. Kimi insan vardır içine kapanıktır, yalnız olmayı sever. İşte bu bir kişilik özelliğidir. Ben bu durumu yadırgadığım için söylemiyorum. Kimi insan; insanlarla iç içe olmayı, insanların dertleriyle dertlenebilmeyi, onları dinlemeyi, biraz daha fazla iletişim kurmayı sever. Bence insanlarla iç içe olan ve iletişime açık olan kişilerin “Kaymakam” olması gerekiyor. Özellikle son on – on beş yılda yönetim anlayışı çok değişti. Her şey insan odaklı, vatandaşodaklı oldu. İnsanlar artık sizlere daha kolay ulaşmak istiyorlar, sıkıntılarını daha kolay dile getirmek istiyorlar. Eskiden büyüklerimiz anlatırdı,“Valla biz Kaymakamın yanından bile geçemezdik, ne demek odasına girmek!” derlerdi ama şuan ki geldiğimiz noktadasizler Kaymakamla gelip oturabiliyorsunuz, sohbet edebiliyorsunuz. Bu röportaj dışındada,ben her zaman okullara gittiğimde de söylüyorum, anneleriniz, babalarınız ve öğrenciler herkes buraya gelebilir. Makamın kapısı herkese açık. Burası devletin makamıdır.  O yüzden bu mesleği severek, isteyerek yapmayan, canı gönülden yapmayan kişilerin “Kaymakam” olmaması gerektiğini düşünüyorum. Hatta yönetici olmamaları gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu insan odaklı bir iştir,insanlarla iş yapıyorsunuz. Benim ailem İstanbul’da yaşıyor. Arada bir bana takılıyorlar. “Biz Kaymakamı ne zaman göreceğiz?” diye. Ben de onlara, “ Kaymakamı görüp ne yapacaksınız, genellikle sorunları olan insanlar onu görmek ister. Aman,  sorununuz olmasın da Kaymakam görmeyin! ” diyorum.  Özellikle buraya gelen insanlara şu hassasiyeti gösteriyorum: Bu insan, “Bir sorunum var.” diye benim makamıma gelmişse demek ki gerçekten bir sorunu var ve çözememiş. Benden yani devletten umudu var ve bir şey bekliyor. O yüzden de buraya gelen insanlar; genelde bazı sorunlarını, sıkıntılarını çözmek için gelen insanlardır. Belkide son umudu bizolduğumuzu düşünerek gelen bu insanları, sabır ile dinlemek gerekiyor; yani “sabırlı olmak” gerekiyor.  En önemlilerinden birisi de budur. Farklı farklı yerlerde görev yapıyorsunuz. Bu da farklı farklı özellikteki, kültürdeki, inanıştaki insanlarla bir arada olmanızı sağlıyor. Bu da değişime açık olmanızı gerektiriyor. Vatandaşla empati kurmanızı gerektiriyor. Çünkü farklı görev yerlerinde farklı şeylerle karşılaşıyoruz. “Empati kurabilmenin “ ve “değişime açık olmanın” Kaymakamlık için gerekli olduğunu düşünüyorum.

 

Tuğba Yeşil: Her mesleğin güzel ve zor yanları vardır. Mesleğinizin olumlu ve olumsuz yönlerini nelerdir, bizlerle paylaşır mısınız?

 

Sındırgı Kaymakamı Didem Dinç Özay: Bu; kişilere göre değişir, herkesin bakış açısına da göre değişir. Şimdi ben bir kadın kaymakamım. Belki bu kadına ya da erkeğe göre de değişir. Ama mesleğimizin olumsuz yanları demeyelim de mesleğimizin zor ve meşakkatli kısmı diyelim. Az önce sizin sorularınızdan birinde vardı ya “Kaymakamın görevi nedir?” diye,  ben de size “Birçok şey.” dedim. Örneğin burada 34 bin nüfusumuz var ve bu nüfusun her şeyinden siz sorumlusunuz. Sokakta kalan adamdan da sorumlusunuz, okula önlüğü yırtık giden öğrenciden de, geliri olmadığı için önlük alamayan öğrenciden de mesulsünüz…  Kısacası her şeyden mesulsünüz aslında. Tabii ki bu mesuliyet, kişiye bazı sorumluluklar getiriyor; bu sorumluluğu yedi yirmi dört üzerinizde hissediyorsunuz. Buda insanı zaman zaman zorluyor, yani asla görevinizi kenara koyup da hayatınıza devam edemiyorsunuz. Ben mesela eve gidiyorum, telefon hiç susmuyor. Gece gündüz herhangi bir olay olduğunda devamlı bizi arıyorlar,  yani mesleğinizle iç içe yaşamak zorundasınız. Bu bazen insanı yorabiliyor ama orada da yine en büyük motivasyon kaynağınız bence “vatandaş”, yani insana ve insanlara dokunabilmek. O insanlara dokunabildiğimizde, buraya gelen birinin ihtiyacını giderebiliyorsak ya da okullara geldiğimizde sizlere güzel bir izlenim yaratabiliyorsak, sokakta yürürken güzel şeyler duyabiliyorsak bu bizi motive ediyor. Buda olumlu tarafı. Zorluğu ve sorumluluğuyla bazen yorucu olabiliyor.  Bunların yanında elinizde de o zorlukları giderebilecek güç var, buda mesleğimizin olumlu tarafıdır diye düşünüyorum.

 

 

Osman Berk Erbek: Sındırgı’da eğitim gidişatını nasıl değerlendiriyorsunuz? Daha da geliştirmek için sizce neler yapılabilir?

 

Sındırgı Kaymakamı Didem Dinç Özay: Eğitim kalitesi olarak iyi okullarımız olduğunu düşünüyorum. İyi hocalarımız olduğunu, kaliteli öğretmenlerimizin olduğunu ve sizlere iyi eğitim verdiklerini düşünüyorum. Buna da inanıyorum. Gerçekten çok çabalayan, emek veren öğretmenlerimiz ve yönetici kadrolarımız var. Bu açıdan eğitimi iyi değerlendiriyorum. Ama bizi düşündüren ve sıkıntıya sokan bir durum var. Özellikle köy okullarımız çok hızlı bir şekilde kapanıyor, nüfusun azalmasından dolayı köylerimizde maalesef çok fazla genç yok. Nüfustaki bu azalma böyle devam ederse az sayıda açık olan köy okullarını da üç dört seneye kapatıp tamamen taşımaya döneceğimiz. Bu, birazcık beni üzüyor. Onun dışında da ilçemizde şuanda puanlı alan okul yok. Puanla alan okul yok derken sosyal bilimler, fen lisesi gibi biraz daha nitelik yönünden ve puan yönünden daha yüksek bir okulun gelmesini kast ediyorum. Böyle bir okul türünün ilçemize açılması bizi olumlu yönde etkileyebilir. Ama bu durum nüfus şartına takılan bir engel var önümüzde, o yüzden bu okullar her ilçeye açılmıyor. Ama mevcuttaki durumu göz önüne aldığımızda öğrencilerimizin çok çabaladığını ve öğretmenlerimizin de çok emek verdiğini görüyoruz. Birlik ve beraberlik içinde olabilirsek eğitimin daha da iyiye gideceğine inancım tam.

 

 

     

Tuğba Yeşil: İlçemizde gerçekleştirmek istediğiniz projeleriniz var mı, ne gibi değişiklikler yapmayı düşünüyorsunuz?

 

Sındırgı Kaymakamı Didem Dinç Özay: Evet, ilçemizde gerçekleştirmek istediğimiz projelerimiz tabii ki var. Yapmak istediğimiz şeyler var. Özellikle burada iki kısım bizim için çok önemli. Şu anda yaşlı nüfusumuz fazla, yaşlı nüfusumuz fazla olduğu için de bir ihtiyaç ortaya çıkmış durumda. Köylerde iş olanakları ve eğitim olanakları nedeniyle çok fazla kişiköyleri terk ediyor. Bu sebeple yaşlılarımız da bazen yalnız  kalabiliyorlar. Sındırgı merkeze çok uzak köylerimiz var, bu köylerden yaşlılarımızın Sındırgı’ya gidip gelmesi pek mümkün olmuyor. Bu nedenle biraz daha yaşlılarla alakalı projelere eğilim gösteriyoruz. Örneğin onlara bir bakımevi olabilir, huzurevi tarzında bir şey olabilir. Daha çok uzak köylerdeki vatandaşlara, yakın alanlarda sağlık hizmetleri götürebileceğimiz, onların bakımlarını daha rahat bir şekilde sağlayabileceğimiz, huzurevleri değil de, bakımevleri gibi yerlerin olması gerektiğini düşünüyorum.Aynı zamanda da ilçemiz doğasıyla ve tarımsal potansiyeli ile tarımsal üretime yatkın bir ilçe.  Aynı şekilde termal sularımızda bulunmakta. Bu termal suların tarıma yönlendirilmesi ve dünyada ve ülkemizde olduğu gibi ilçemizde de bir an önce termal sera projelerinin yapılması ve bu sera projeleri ile beraber de tarımın daha çok gelişmesi gerektiğini düşünüyorum. İlçemizin geleceği için hem yatırım noktasında hem üretim noktasında Sındırgı’nın bu yönde çök büyük bir potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Ve bence bu yatırımlara yapılacak teşviklerin de önemli olduğunu görüşündeyim. Bu nedenle de tarım politikalarına yönelmek gibi düşüncelerimiz var.

 

 

 

Osman Berk Erbek: Günümüz gençliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Sındırgı Kaymakamı Didem Dinç Özay: Günümüz geçliği gümbür gümbür geliyor! Günümüz gençleri çok bilinçliler öncelikle. Ben de bir anneyim. Çok sorguluyorlar, zor ikna oluyorlar, şöyleler, böyleler diye bazen serzenişte bulunuyoruz anne ve babalar olarak ama... Ben şöyle düşünüyorum: Sizlerin iknaya zor olması da sizlerin birazcık kendi fikriniz olmasıyla alakalı bir şey. Sizler artık size dayatılan fikirleri kabul eden değilde araştıran, irdeleyen bir kesim olarak geliyorsunuz. Bu nedenle de ben sizlerin bizlerden çok daha bilinçli, ayakları üzerinde durmasını bilen bir nesil olacağınızı düşünüyorum.“Gerçekten ben ne istiyorum, ben ne yapmak istiyorum, nasıl bir hayat yaşamak istiyorum, ben nasıl mutlu olabilirim?” , benim oturduğum, görüştüğüm gençler genelde bunu sorguluyor. Ben bunu olumlu olarak görüyorum. Olumlu bir yaklaşım olarak değerlendiriyorum. Her ne kadar bu durum, bazen biz büyükleri rahatsız etse de sizin geleceğiniz için, ülkemiz geleceği için bunu olumlu olarak görüyorum. İçinizdeki istek ve sevgiyi nereye yönlendirecekseniz bu çok önemli. Bu noktada belki biraz dikkat etmek, biraz büyüklerimizin tecrübelerinden yararlanmak gerekiyor. “Bu ülkeye ne katabilirim, bu dünyaya ne katabilirim, bu ilçeye ne katabilirim?” , bakış açısını sahip bir genç kitlesine sahip olduğumuzu düşünüyorum. Biz gençlere hep deriz ya, “Geleceğimiz sizlere emanet.” , ben geleceğimiz için de bu anlayışı önemli görüyorum. Sadece biraz daha çalışarak, biraz daha emek göstererek- emeksiz hiçbir şey olmuyor- ilçemiz gençlerinin hem dünyaya hem ülkesine hem de Sındırgı’ya daha çok emek vererek ve çaba göstererek daha iyi işler yapacağına çok büyük inancım var.

Tuğba Yeşil: Meslek seçimi konusunda kararsızlık yaşayan biz gençlere ne söylemek istersiniz? Siz de lise sıralarından geçmiş biri olarak Sındırgı Makbule Efe Anadolu Lisesi öğrencilerine önerileriniz nelerdir?

 

Sındırgı Kaymakamı Didem Dinç Özay: Röportajın başında sorulan sorulardan birinde çok hedefli olduğumu söylemiştim. Bence çok hedef diye bir şey yok, bu bir kararsızlık. Kararsızlık yaşayan gençlerin bir an önce karar vermesini tavsiye ediyorum çünkü hedef çok önemli. Ben gençlerimizi de anlıyorum. Birçok sınavdan geçiyorlar ve bu süreçlerde tabii ki ders çalışmak, o sınavlara hazırlanmak, o sınavlara girmek, o mülakatlara girmek çok yorucu bir süreç ve insan bazen bu süreçlerde yorulduğunda bir motivasyon kaybı yaşıyor, bir güçsüzlük yaşıyor. Bu noktada sizi diri tutacak tek şey “hedefiniz”dir. Bu hedefi bir an önce belirleyebiliyorsanız, bu hedefe yönelik araştırma yaparak hedefinizin arkasını doldurarak ilerleyebiliyorsanız zaten hedefe ulaşıyorsunuz. Hiçbir emek, hiçbir çalışma karşılıksız kalmaz. Sizleri muhakkak hedefinize ulaştırır. O yüzden hedef çok önemli. Nasıl bir yaşam istiyorsanız bundan sonraki hayatınız ona göre şekilleniyor. Bu nedenle okuduğunuz üniversite ve meslek seçimi aslında hayatınızı aralayan en büyük kapılardan bir tanesidir. Mesela istediğiniz meslekle ilgili,o alanda çalışan kişilerle görüşün. Şu anda artık bir çok imkan elinizde var. Sorun, sorgulayın. Bu kişiler nasıl bir hayat yaşıyor, ne yapıyorlar.  Bu mesleğin artısı ne,  bu mesleğineksisi ne? Muhakkak gelecekte yapmak istediğiniz mesleklerle ilgili o alanda çalışan kişilerle görüşün ve edindiğiniz bilgiler sonucunda bu mesleği gerçekten isteyip istemediğinize kendinize sorun. Size uymadığını düşünüyorsanız bir an önce yeni bir hedef belirleyin. Size uygun bir meslek olduğunu düşünüyorsanız da bir an önce gerekli çalışmalara başlayarak hedefiniz yolunda yol kat etmeye başlayın.

 

Osman Berk Erbek: 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın yaklaştığı bugünlerde Cumhuriyet Bayramı ile ilgili görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?

 

 

Sındırgı Kaymakamı Didem Dinç Özay: İsminin içinde cumhuriyet olan “Türkiye Cumhuriyeti” devletinde yaşıyoruz. Bu nedenle de  “Cumhuriyet Bayramı” -bizim için tabii ki diğer milli bayramlarımız da çok değerli ama- Cumhuriyet Bayramları benim içimi biraz daha fazla coşkuyla dolduruyor. Çünkü devletimizi devlet yapan, bugün bizi Türkiye Cumhuriyeti yapan, bugün beni bu koltukta oturtan, bugün sizleri o koltukta oturtan aslında devletimizin en temel yapı taşı “Cumhuriyet”tir. Bu, bizim yönetim şeklimiz; bu aslında devletimizi ve devletimizin yaklaşımını, milletimizi, devletimizin milletine olan yaklaşımını, milletimizin de devletine olan yaklaşımını etkileyen bir yönetim şeklidir. “Cumhuriyet, demokrasi” bunlar çok önemli kavramlar. Bu nedenle de  29 Ekim Cumhuriyet Bayramları benim içimi coşkuyla dolduruyor. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir Kaymakamı olarak bu Cumhuriyet’e elimden geldiği en güzel şekilde hizmet etmeye çalışan biri olarak gerçekten bunu, bu cumhuriyete karşı boynumun bir borcu olarak görüyorum. Malumunuz geçen yıl ilçemizde ve ülkemizde coşkulu ve güzel bir şekilde 100. yılını kutladık. Yüz yaşında, asırlık bir çınar ağacı diyebiliriz artık Cumhuriyetimize.Tabii ki bunun çok derin kökleri var. Biz köklü tarihi çok şanlı zaferlerle dolu bir milletiz. O nedenle de biz bugün bir yüz yılı geride bırakmış büyük bir devletin evlatları olarak bundan sonraki yüzyılıda sizlerle beraber hep birlikte inşa edeceğiz. Bugün biz nasıl 100. yılı devir aldıysak bizler de gelecek nesillerimize bir 100 yıl devireceğiz. Buna yönelik çok çalışıp çok çabalayıp Cumhuriyet’in yapı taşları üzerine bir taş da biz koyarak en güzel şekilde yarınlara taşıyacağız. Bu yılın kutlamalarına çok da az kaldı. Bildiğim kadarıyla 101. yıl kutlama programı sizin okulunuz -Makbule Efe Anadolu Lisesi- tarafından hazırlanıyor.  Öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin hazırlamış oldukları bu programla,  bu anlayış ve coşkuyla çok güzel bir 101. yıl kutlaması yapacağımıza inancım sonsuz.

Osman Berk Erbek: Sayın Kaymakamım, bizim; sizin ve mesleğiniz için hazırladığımız sorular bunlar idi; verdiğiniz yanıtlarla bizleri aydınlattınız, çok teşekkür ederiz. Ayrıca okulumuzda konuğumuz olmanızı dileriz, sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız.

 

 

Sındırgı Kaymakamı Didem Dinç Özay: Tamam, inşallah en kısa zamanda. Hatta bunu “Kariyer Günleri” ya da “Meslek Tanıtımı” gibi ya da “Gençlerle bir arada olma günü” tarzında yapabiliriz.

 

 28-10-2024